ara ara o kadar boş ki hayat ,boşlukları doldurmak lazım kelimelerle..

bokumda boncuk bulsam kolye yapardım..ve evet sevinirdim..

19 Şubat 2011 Cumartesi

hayat hiç adil değil biliyorsun değil mi??


her zaman bir yerden birileri çıkıp senin hayatına müdahale hakkını kendinde bulabiliyor..üstelik o hakkı ona hiç bir zaman vermediğin halde..insanların hiç hakları yokken bu denli cüretkar davranıp hayatım(ız)a  yön verme çabalarını her ne kadar eziklik olarak görsem de bi yerden sonra yersiz densizlikler sinirlerimi altüst ediyor..
sabır falan demeyin..sabredilmesi gereken şeyleri, hayatın çok daha farklı yollarında  kullanmayı istiyorum..tahammül sınırımı hayatımda mutlu olmaya odakladığım yöne çeviriyorum..buna değil....
bu ne mi?? bu; işte dediğim gibi ta en başından; yersiz densizlikler..
kendimi "tamam şimdi hazırım mutlu olmaya" diye hazırladığımda önüme çıkan dış kapının mandalları..en azından benim için dış kapının mandalı...başkalarına göre ise dış kapının mandalı  içeri girmek için tek yol olduğundan benim gibi düşünmüyorlar..ve en kötüsü de saygı duymuyorlar bile hislerime..
Böyle zamanlarda işte O'nu özlüyorum..
O olsaydı böyle olmazdı diyorum..Haksız da değilim aslında biliyor musun..hiç haksız değilim..
bazen beni bunca erken terkettiği için çok sitem ediyorum O'na...
Kızıyorum...
"sen olsaydın yapmazsım..yapsam da yaptırmazdın" diye kendi kendime bağırıp çağırıyorum..
Hep hayrandın eserine ya;" benim özgür ruhlu kızım" diye övünürdün ya..
Keşke şimdi yanımda olsan da yine aynı kelimeleri duyabilsem..Benle duyduğun gurur,benim göğsümü kabartsa şimdi de...
Seni affetmiyorum baba...
beni bu kadar erken bıraktığın için,beni en güzel günlerimde,en mutlu anlarımda,en zor savaşlarımda,en ihtiyacım duyduğum  günlerde yalnız bıraktığın için,seni affedemiyorum..Özlemim hınç oluyor..Hıncım özlem..
Benim bu hayattan bir alacağım var babam..
O da bi sensin..
benim bu  hayata bir vereceğim var babam..
O da özleminin yarattığı öfkem..
biliyorum ;"sen olsan olmaz"lara vurdum kendimi bu aralar..bi zamanlar yaptığım gibi..
ezikçe belki,çok acizce yada..
ama doğru olan bu..benim doğrum bu...
sen gittiğinden beri,hayat senden önce ve senden sonra diye iki şık sundu bana...senle olan senden öncelerimi yaşayamayacağımıın garantisini alınca; senden sonralarım da "beni dipsiz kuyularda merdivensiz bıraktın" ezgisiyle geçti..güçlü olmadım mı?? oldum...ben hep çok güçlü bi kızdım ..bilirsin..
güçlü oldum ama hep bi eksik yaşadım mutluluklarımı..üzüntümü ise 4/4 lük ...
bana 4/4 lük acılar bırakıp,eksik tebessümler hediye ettiğin için kızgınım sana..
bana sana en ihtiyacım olan zamanlarda "kızım" diyemediğin için kızgınım..
beni yel değirmenlerine karşı Don Kişot'luk tasladığımda arkamda olmadığın için kızgınım..
Öldüğün için hıncım sana..
bencilim sana...
çok özledim ...ama....

23 Ocak 2011 Pazar

böyle bir cenaze töreni istiyorum...çok mu şey isityorum?

havuçlu tarçınlı kek ve getirileri

sonunda bunu da yaptım.."ıssız adam"la ünlenen şu meeeeeşhuuuur havuçlu tarçınlı keki yapmaya cesaret edebildim..şu an hala fırında..olur mu olmaz mı bilemiyorum..ama denizden çıktığı kadar fırından da babam çıksa yiyenlerden olduğum için -kaldı ki babamı görsem cidden yerim,çok özledim zira :( - kek pişmemiş de olsa,yanmış  da olsa ,anlayacağınız ,her ne türlü -mamış olursa olsun YERİM !! ben yerim,zira acayip kıymetsiz bi midem vardır..hiç tat ayırt etmem,ama misafirlere yedirmeniz bi çözümünü bulmalı mıyım diye düşünüyorum kara kara...umarım ömürlerince hiç havuçlu tarçınlı kek yememişlerdir de,asıl havuçlu-tarçınlı kekin bu olduğunu yutturabilirim :)
neyse ,du bakalım gün doğmadan neler doğar..fırının saati durmadan neler durur..peeh..laf mı şimdi bu da..

22 Ocak 2011 Cumartesi

işte aradığım coşku bu...dozunda ama gayet coşkulu..

Allahım bu kız ağlasın ben ağlayım... bu kız hıçkırsın ben salyamı akıtayım...Bu videoyu izlerken "karşındakinin halinden anlayan içli evhanımı" edasıyla empatinin  dibine vurmama ben de şaşırmıyor değilim ..Zira ömrümce böyle içli böyle kana kana ağlayan birini görmedim..Benim kara gün dostumsun Natalie...Benim ağlama duvarımsın Nat'im..


13 Ocak 2011 Perşembe

hhrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr

yok yok ben küçükken de böyleydim...bildiğin "oyun hırsı" ile kudururdum...oynamak için değil ama ...yenmek için..yenmediğim zaman deliriim yüzümü çizer saçımı başımı yolardım..ve yıl 2011 hala aynıyım...eskiden babamla oynadığımız okeyde yenilince babamın üstüne atlayıp yalvarırdım "bi şans daha ver bi şansss daahaaaa" diye,şimdi de  zktimin oyunu yüzünden kaybedince kocamı korkutup yerinden fırlatacak kadar saldırganlaşıyorum.bi koltuğa vurmalar bi pc'ye girişmeler bi salak saçma görsem kendimden tiksineceğim ama o an için sinir patlaması adına gerekli tepkiler...
aaaaaa..şu boktan oyunlara harcadığım hırsı ve zamanı hayatımın diğer evreleri için harcasaydım şimdi bu mu olurdum?? olmazdım tabi..kfmskm..! hade bay!

5 Ocak 2011 Çarşamba

içim sıkılıyor bak deyim...geçen sene bu zamanlar ahlayıp vahlasaydın ve kalkıp bana deselerdi ki " umudunu yitirme"..."eyvallah" derdim ..."benim hala umudum var hacı"..
ama şimdi...
gel de "umut" de bana gel de "sabret"..."abartıyoruz,büyütüyoruz belki de" de...
deme..yemezler..
ne umudum var ne inancım...hergün yeni birşeye daha alışıyoruz,hergün biraz daha midemiz genişliyor sindirdiklerimizden..bırak arkadaş..!! "hayata bak,yaşamak güzel" bıdı bıdı cümleler uçuşuyor kulağımda..geçeceksin bunları..hayal güzel elbet,de yaşadıklarımız o kadar da güzel değil..aptal yerine konmak,herşeyi yediririm ben bu koyun sürüsüne ülküsüyle herşeyi yapabilmek...

feci sıkıldım..bilesin..!

14 Aralık 2010 Salı

İdolümsün Derya Baykal

çok değil 26 günlük gelinim...ama bekarlığımda izlediğim Deryalı Günler'in faydasını yine o zamanlar ördüğüm bereler ve şallar haricinde yeni yeni görüyorum tam manasıyla...
"senden evhanımı olmaz"..."sen de evlencen de görcez" ...nidalarına karşı geliştirdiğim yemek formülleriyle ev hanımlığımı,üstüne üstlük ekonomik bi ev hanımı olduğumu kanıtladım ey ahali...

eveli gün yaptığım fırında tavuk yemeğinin, tavuklarını 40 haramiler edasıyla yiyince geriye kalan tavuk suyu,yağı ve bi kaç patatesi ,üstüne bikaç haşlanmış patates daha katıp ısıttım..blenderdan geçirip enfes bi püre yaptım...bi yandan yedik ,bi yandan da "devir ekonomi devri mıhhahhmınnahhhha" diyerek olaya zekice yaklaştığımızın altını çizdik...

şimdi sıra dünden artan püreyi nerde kullanacağımızı bulmakta..böyle böyle 15 gün boyunca artık yemekleri revizyona sokup yeni yemeklere sevgimi katıp,aile ekonomisine can katacağımı düşünmekteyim...umarım bi yerden patlak verip küflenen yemekle,ağzında patates püresi bulamacıyla ölen yeni evli çift olarak gastelerin 3. sayfasını süslemeyiz....(sanmam bayatlatmıyorum zira yemekler!!)

kendisi kartondan süt yaparken görülüyor..
bugünlere gelmemde emeği geçen  Derya Baykal ve tüm ekibine teşekkürü borç bilirim...dilerlerse dünkü yemekten neler çıkarabileceğimi göstermek için beni programa davet edebilirler...:D yoğun çalışmalarımla bayat ekmekten sandalye bile yapabilirim bu gidişle zira..(övünmek gibi olsun haddii)

4 Kasım 2010 Perşembe

Mr. Geğirik

sevgili dünya tatlıları,bugün Haticemle dolmuşa binmek üzere durağa doğru giderken karşıdan gelen bi amca , solumdan geçerken,bildiğin "bööğğğrrkk" diye kulağıma geğirdi..!! evet,bildiğin bööğğğrrkk etti kulağıma kulağıma..dedim "amca yarasın, farkını da vereyim de sıç bare..". oralı bile olmadı..

geğirdi ve gitti umarsızca ..
gün gelip karşılacağız amca..gün gelip bunun karşılığını çok ağır şekilde alacaksın..intikam soğuk yenir bebek!!!